Ergenlik dönemi, ergenin fiziksel, bilişsel ve sosyal değişimlerle uğraştığı ve bu sebeple ergenin benliğinin savunma ve gücünün zorlandığı bir dönemdir. Bu dönemde benlik, ruhsal dengeyi sağlamaya çalışır ve ruhsal dengenin yeniden sağlanmasıyla özerk bir kimlik oluşumu, tutarlı ve bütünleşmiş bir kişilik yapısı sağlanarak bireyleşme hedeflenir.
Ergenlik döneminde yapılanma bir taraftan dağılırken diğer taraftan yeniden toplanır. Bu yapılanma dönemlerinde yaşanan dağılma ve toplanma duygulanımsal dalgalanmalara yol açar. Sevilen kişi bir zaman sonra nefret edilene dönebilir. Tüm bu duygusal karmaşa aslında ruhsal yeniden yapılanmanın işaretidir ve bu karmaşanın olmaması bir patolojiyi gösterebilir. Ebeveyn olarak bu dönemde yaşanan duygusal dalgalanmaları sağlıklı gelişimin önemli bir parçası olarak görmek önemlidir.
Tüm bu karmaşanın içerisine beden imgesi ile ilgili düşünceler, cinsel kimlik bulma ile ilgili uğraşlar da eklenir. Dürtüler, düşünceler, duygular ve etkinlikler açısından daha özerk bir konumdadır artık ergen. Yeni ve riskli olanı deneyimleme açısından daha açıktır. Ergenliğin sonunda elde edilmesi istenenler ise birey olma, ebeveynlerden ayrışma, kendi yaşamını yaşama hedeflerine ulaşmış olmaktır.
Peki ergenin ruhsal durumunun bozulduğunu nasıl anlarız?
Ergenlik, başka bir açıdan çocukluk döneminin bitişi yani yitirilmesidir. Ergenlik dönemi depresyonu narsisistik yatırım ve nesne yatırımı arasındaki çatışmadan ortaya çıkabilir. Bu, çocuksu tümgüçlülüğü yitirmeyi sindirememektir. Artık ergen bu durumla baş edemediğinde yansıtma, eyleme geçme gibi düzenekler kullanır. Bu da bizi ergenlikteki dürtüsellik sorununa götürür. Dürtüsellik, yani düşünmeden yapmak, özkıyımın da arkasındaki temel sebeptir. Bu dönemde yaşanan bazı sorunlar; anne-babayla tartışma, aile içi sorunlar, bir sevgili ya da arkadaştan ayrılma, taşınma, bir yakınını kaybetme, okul başarısızlığı, bir gruptan ya da çevreden soyutlanma sayılabilir. Bir ergen depresif oldukça yardım istemesi de zorlaşacaktır. Böyle zamanlarda ergene doğru gitmek gerekir.
Ruhsal sorunları olan kişilerin ilişkileri, ilgileri ve tepkileri değişir. Öncelikle ilişkileri değişir. Örneğin, öncesinde arkadaşlarıyla gördüğünüz ergeni artık yalnız görmeye başlarsınız. Sonrasında ilgilerindeki değişim takip edilebilir. Öncesinde onun için önemli olan şeyler artık önemini yitirmeye başlar. Derslerine veya ilgi duyduğu bir spor etkinliğine ilgisinin azalması gibi. Son olarak da ergenin tepkileri değişir. Bazı zamanlar öfkelenebilir, durgunlaşabilir, ağlama nöbetleri geçirebilir. Ruhsal durumun bozulmasına karşı ebeveynler olarak ergenle konuşma ve iletişime geçme önemli bir adımdır. Ancak bu dönemde çevresinde farklı bireylerden oluşan, onu bağımlı hale getirmeyecek bir çevre oluşturmak da önemlidir.
Kaynakça
Ali Algın Köşkdere, İnsanı Anlamak İçin Psikanaliz, Bağlam Yayıncılık, İstanbul, 2023.
Talat Parman, Ergenlik ve Ötesi, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul, 2022.